Big Data’nın (Büyük Veri) Değişkenliği
3 Kasım 2016
2017’de İnternet Kullanımının %75’ini Mobil Cihazlar Oluşturacak
7 Kasım 2016

Bakırköy Haberleri | 19-25 Eylül 2016 Haftalık Bülten

Bakırköy Haberleri, haftalık bültenimiz gerçekleşen olayların toplanmış halidir. Eylül ayı haberlerimizi takip edin.

Bakırköy Haberleri | 19-25 Eylül 2016 Haftalık Bülten

Bakırköy Haberleri, Eylül ayının üçüncü haftası ilçemizde gerçekleşmiş olan olayların bültenidir. Derlemiş olduğumuz haberleri aşağıdan okuyabilirsiniz.

Taş Mektep’te Tarık Akan İçin Anı Köşesi Hazırlandı

Tarık Akan’ın kurucusu olduğu Taş Mektep’te yeni eğitim öğretim dönemi hüzünlü başladı. Okulda Akan için anı köşesi oluşturuldu.

2016-2017 eğitim-öğretim yılı bugün başladı. Milyonlarca öğrencinin ders başı yaptığı İstanbul’da gözlerin çevrildiği adreslerden birisi de Bakırköy’deki Taş Mektep’ti. Dün toprağa verilen ünlü sinema sanatçısı Tarık Akan’ın kurucusu olduğu okulda eğitim-öğretim bugün buruk başladı. Vefatının hemen ardından başlayan yeni öğretim döneminde Taş Mektep’te Akan için anı köşesi oluşturuldu. Tarık Akan’ın fotoğraflarının yer aldığı köşede öğrenciler ve ziyaretçiler için de anı defteri de yer aldı.

“Onun bize bıraktıklarını yukarıya taşıyacağız”

Özel Taş İlköğretim Kurumları Müdürü Dr. Ali Akdoğan da yeni öğretim dönemi ve Tarık Akan’ın vefatı ile ilgili açıklama yaptı. Akan’ın yaşamında okulun açılış töreninde sürekli bulunduğu ifade eden Akdoğan, ünlü aktörün düşüncelerinin okulda sürekli yaşatılacağını ifade etti. Ali Akdoğan konuşmasının devamında şu ifadelere yer verdi;

“Tarık Bey’in fiziksel varlığından yoksun bir açılış yaptık ama fikir varlığı ve ruhsal iklimini hep yaşatacağız zaten hep yaşıyor. Kuruluş felsefesi açısından yaşıyor, hayata bakış açısından yaşıyor. Bizim için bir kayıp oldu bu anlamda üzüntülüyüz ama aynı zamanda geleceğe umutla bakıyoruz. Onun bize bıraktıklarını yukarıya taşıyacağız, nitelikli olarak artıracağız, daha iyiye gideceğiz. Bu coşkuyu da ayrıca bize giderken bıraktı. Biz onu dün büyük kitlelerle birlikte sonsuzluğa uğurladık. Okulumuzda açılış törenlerinde bulunurdu, bir köşeden izlerdi töreni. Onun yokluğunda onu saygıyla anarak tabi şehitlerimizi ve Mustafa Kemal Atatürk’ü anarak başladık törenlerimize. Okulda onun anısını yaşatmak üzere arkamızda gözüken anı köşesini oluşturduk. İsteyen öğrencilerimiz ya da ziyaretçiler düşüncelerini yazıyorlar. Bununla sınırlı bir anma çerçevesi oluşturuyoruz.”

“Müfredatta değişiklik yok”

Okul müdürü Dr. Ali Akdoğan, Tarık Akan’ın vefatı nedeniyle okulda ilk gün işlenecek derslerde bir değişiklik yapılmadığını da belirtti. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından gönderilen müfredata uygun hareket edileceğini kaydeden Akdoğan, “Milli Eğitim Bakanlığımızın bize daha önceden gönderdiği yayın, kitaplar ve ilk derslerde işlenecek konuları aynı çerçeve içerisinde ele aldık ve sürdürdük. Müfredatımızda kurucumuzun vefatından doğan nedenle herhangi bir değişiklik ve farklılık yapmadık. Çünkü o da bunu istemezdi. Normal hayatımıza kaldığımız yerden devam ediyoruz onun üzüntüsünü içimizde yaşayarak.” ifadelerine yer verdi.

Taş Mektep’in girişine de üzerinde “Kurduğun bu yuvada seni ve düşüncelerini sonsuza kadar yaşatacağız” yazılı büyük boy bir Tarık Akan afişi asıldı.

Hakime, Rüşvet Aldığı İddiasıyla İddianame

Eski Bakırköy Asliye Ceza Hakimi M.S.H. hakkında, yargılama yaptığı bir dosyada 5 bin 800 lira rüşvet aldığı iddiasıyla “icbar suretiyle irtikap” suçundan 10 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istemiyle iddianame hazırlandı.

Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, şüpheli M.S.H’nin Bakırköy’de asliye ceza mahkemesinde hakim olarak görev yaptığı, müşteki S.D’nin de şüphelinin görev yaptığı mahkemede “kasten yaralama” suçundan sanık olduğu davasının bulunduğu kaydedildi.

İddianamede, mahkemede 13 Temmuz’da görülen duruşmada S.D’nin hükmün açıklanmasının geri bırakılması teklifinin kabul edildiği, dosyanın incelenmesi için 18 Temmuz’a ertelendiği ve iş yerine gitmek için üzere duruşmadan çıktıktan sonra duruşma hakimi olan şüpheli M.S.H’nin S.D’yi kendisine ait numarayla aradığı belirtildi.

Şüpheli hakim M.S.H’nin müşteki S.D’ye telefonda “evraklarında eksiklik var gelmen lazım” dediği, bunun üzerine S.D’nin aynı gün 13.30-14.00 sıralarında hakimin odasına gittiği ifade edilen iddianamede, “Şüpheli hakimin müştekiye hitaben ‘senin davan bir üst mahkemeye yükselebilir yazık günah çocuğun var, üç sene ceza yersin, ben raporu tekrar Adli Tıp Kurumu’na göndereceğim. Beş sene içerisinde tekrar bir suça karışmazsan sabıkalı olmayacaksın, temiz bir şekilde dava sonuçlanacak. Adli Tıp Kurumu’na gönderilirken bunun masrafı 2 bin dolar, Adli Tıp Kurumu’na vereceğim. Masrafını karşılayabilecek misin? Maddi durumun nasıl?’ dediği, müştekinin kanunları bilmediği için teklifi kabul ettiği ve şüpheli hakimin cuma günü yani 15 Temmuz’da saat 09.00’da parayı makamına getirmesini söylediği, Adli Tıp Kurumu’ndan görevlinin gelip parayı alacağını ilave ettiği, müştekinin de şüpheli hakimin bu teklifi karşısında tamam diyerek odasından ayrıldığı anlaşılmıştır” denildi.

Müşteki S.D’nin bu durumu tanıdığı bir avukata danıştığı ve durumun normal olmadığını öğrendiği, bunun üzerine Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığına olayı bildirdiği anlatılan iddianamede, soruşturmayı Bakırköy Cumhuriyet Başsavcıvekili Ömer Faruk Aydıner’in yürüttüğü, müştekiye ait paraların seri numaralarının alınarak başsavcıvekili ve polislerin hazır olarak beklediği sırada müşteki S.D’nin hakimin odasına gönderildiği kaydedildi.

Müşteki S.D. ve şüpheli hakim M.S.H’den başka odada kimsenin bulunmadığı sırada müştekinin 2 bin dolar karşılığı olan 5 bin 800 lirayı hakime verdiği, hakimin de parayı alarak dosyanın arasına koyduğu belirtilen iddianamede, şunlar anlatıldı:

“Müştekinin dışarı çıkması üzerine polis memurları ile birlikte soruşturmayı yapan başsavcıvekilinin odaya girdiği, iddianın şüpheliye anlatılarak odasında arama yapılacağını bildirdiği, bunun üzerine şüpheli hakimin kendi rızası ile pantolonun arka cebindenki 5 bin 800 lira para çıkararak, başsavcıvekiline verdiği ve daha önce seri numarası alınan paralarla şüphelinin cebinden çıkararak teslim ettiği paraların seri numaralarının aynı olduğunu ve suç üstü yakalandığı anlaşılmıştır.”

Şüpheli M.S.H’nin hakimlikte verdiği savunmasında, davanın sanığı olan müştekiyi telefonla araması için mübaşirine söylediği, müştekinin odasına geldiğinde kendisine zararı karşılama hususunu sormayı unuttuğunu, müştekinin şeker hastası olduğunu, zararı hemen karşılayabileceğini söylediği bunun üzerine masrafların 2 bin dolar tuttuğunu söylediği bildirilen iddianamede, şüphelinin savunmasında, müştekinin odasına girerek 5 bin 800 lira getirdiği ve masanın üzerine bıraktığı sırada soruşturmayı başlatan başsavcıvekilinin odaya girip arama yapacağını söylemesi üzerine parayı teslim ettiğini, bu parayı dosya içerisine koyacağını amacının şeker hastası olan müştekiye yardımcı olmak olduğunu beyan ettiği ifadelerine yer verildi.

İddianamede, “Şüphelinin savunmasının tevilli ikrar mahiyetinde olduğu, zira bir hakimin hiçbir şekilde taraflardan doğrudan para almasının söz konusu olamayacağı ayrıca adli tıptan yeniden rapor almak için tarafların hakim aracılığıyla da olsa bir ödemesi şeklinde bir uygulamanın Ceza Muhakemeleri Kanunu’nda bulunmadığı, yargılama giderlerinin karar kesinleştikten sonra sanık tarafından ödenmesinin söz konusu olabileceği nazara alındığından, şüpheli hakimin savunmasının hayatın olağan akışına uygun bulunmadığı tespit edilmiştir” denildi.

Şüpheli hakim M.S.H’nin hakimlik sorgusundan sonra adli kontrol şartı ile serbest bırakıldığı kaydedilen iddianamede, şüpheli hakkında “icbar suretiyle irtikap” suçunun oluşması için yeterli şüphelinin meydana geldiği bildirildi.

İddianamede, şüpheli M.S.H. hakkında “icbar suretiyle irtikap” (zorlama suretiyle rüşvet alma) suçundan 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması isteniyor.

İddianame, son soruşturmanın açılıp açılmamasıyla ilgili karar verilmek üzere Bakırköy 6. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi.

Şüpheli M.S.H. olay tarihinde 1. sınıf hakim olduğu için hakkında son soruşturmanın açılmasına karar verilmesi halinde Yargıtay Ceza Dairesi’nde yargılanacak.

Güngören’de 4. Katın Balkonundan Çocuk Düştü

Güngören’de 1 yaşındaki çocuk, 4. katın balkonundan düşerek hayatını kaybetti.

Olay, geçtiğimiz salı günü saat 17.00 sıralarında Güngören’de 5 katlı bir binanın 4. katında yaşandı. İddiaya göre, akşam saatlerinde anne Özgül Gültekin, 1 yaşındaki kızı Öykü Gültekin’e salonda yemeğini yedirdi. Yemeğin bitmesinin ardından anne Gültekin bulaşıkları yıkamak için mutfağa gitti. Anne mutfakta bulaşıkları yıkadığı esnada minik kız, kapısı açık olan balkona yöneldi. Kapı kapanmasın diye araya sıkıştırılan sandalyeyi iten minik Öykü üzerine çıktı.

Burada dengesini kaybeden minik Öykü, 4. katın balkonundan aşağıya düştü. Düşme esnasında önce binanın önündeki ağaçlara çarpan minik Öykü ardından yere çakıldı. Kanlar içinde kalan minik Öykü’ye ilk olarak aynı apartmanda yaşayan bir hemşire suni teneffüs ve kalp masajı yaparak müdahale etti.

Çocuğun düştüğünü fark eden Anne Gültekin ise aşağıya koştu. Çocuğun ağır yaralanması üzerine durum sağlık ekiplerine bildirildi. İhbar üzerine olay yerine gelen sağlık ekipleri minik Öykü’yü yaptıkları ilk müdahalenin ardından ambulansla Bağcılar Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırarak tedavi altına aldı. Ancak minik Öykü hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen hayatını kaybetti.

Cenazesinde gözyaşları sel oldu

Minik Öykü’nün hayatını kaybetmesinin ardından haberi alan yakınları yıkıldı. Anne ve babasının sinir krizi geçirdiği cenazeye katılan çok sayıda kişinin ise gözyaşları sel oldu. Minik Öykü’nün cenazesi dün Güngören’deki Siteler Cami’nde ikindi namazını müteakip kılınan namazın ardından Bakırköy Zuhurat Baba Mezarlığı’nda toprağa verildi. Cenaze sonrası anne Özgül ve baba Kemal Gültekin’in perişan bir halde olduğu görüldü. Minik Öykü’den geriye ise ailesiyle çekilen mutlu günlerin fotoğrafları kaldı.

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir